Reyting Uğruna Uçağı Kurban Eden 8 Film Klişesi
Filmler uçakları sık sık konu ediniyor.
Ancak bazı klişeler pes dedirtecek cinsten.Yıllarca uçuş sırasında bize
korku dolu anlar yaşatan ve paranoyak yapan hatta bazılarını uçaktan uzak
tutup ömrünü otobüste geçirten ama gerçekte asılsız olduğu anlaşılan film
klişeleri.
1- Uçaklarda Gizli Birçok Bölüm Bulunur!

Özellikle 2005 yapımı Flightplan adlı
filmde geniş bir biçimde işlenen bir klişedir bu. Oysa durum çok
farklıdır. Uçaklardaki alanlar son derece kısıtlıdır ve her bir noktası etkin
bir biçimde kullanılmak üzere düzenlenmiştir. Uçağın sağında solunda gizlenmiş,
boş alanlar bulunmamaktadır.
2- Seyir Esnasında Motorlardan Biri Arızalanırsa Her Şey Biter.

Bırakın motorlardan bir tanesinin
arızalanmasını, seyir esnasında uçaktaki motorların tamamı devre dışı kalsa
bile uçak yoluna devam eder ve süzülerek alçalmaya başlar. Hatta çift motorlu
bir uçağın kalkış sırasında motorlarından bir tanesi arızalansa dahi, uçak
kalkış aşamasını sorunsuz bir biçimde tamamlar.
3- Türbülans? Kabin Işıkları Dramatik Bir Biçimde Yanıp Sönmeye Başlar ve Oksijen Maskeleri Düşer

Ne uçakların kanatları türbülanstan
kolay kolay etkilenir, ne de aviyonik sistemleri ve kabin ışıkları. Oksijen
maskeleri de ancak pilotun belli bir düğmeye basması, kabin basıncının aniden
düşmesi veya aşırı sert bir iniş sonucunda kabin basıncının etkilenmesi
sonucunda açılır.
4- Uçak Kabininde Bir Delik Açılırsa, Tüm Yolcular Buradan Dışarıya Doğru Fırlar

Bir çok filmde görülen klişelerden bir
tanesidir. Evet, uçak kabininin duvarında bir delik açılırsa, kabin içi ile
dışı arasındaki basınç farkı sebebiyle hızlı bir hava kaçışı olur ve iç – dış
basınç eşitlenene kadar bu durum devam eder. Ancak bu süreç sadece bir kaç
saniyeden ibarettir. Oksijen maskeleri iner ve uçağın içi soğur. Ama yolcular
küçük bir delikten dışarı fırlamaz .
5- Uçak Kapısı Uçuş Sırasında İçeriden Açılabilir

Modern uçak kabinleri
basınçlandırılmıştır. Kapılar ise dışarı doğru açılır ve bu işlemi
gerçekleştirebilmek için kapıların öncelikle kabin içerisine doğru bir miktar
çekilmesi gerekmektedir. İçerideki basınç dışarısına nazaran çok daha düşük
olduğu için uçuş sırasında bunu gerçekleştirebilmek neredeyse imkânsızdır.
Metrekareye 5.490 kg güç uygulayabiliyorsanız, uçuş sırasında uçağın kapısını
açabilirsiniz.
6- Uçak Yakıtı Kolayca Patlar

Yine
bir çok filmde uçakların yakıt depolarının kolayca patladığı görülür. Oysa
yolcu uçaklarında kullanılan ve Jet A1 adı verilen
yakıtın kendi kendine alev alma derecesi, 210°C gibi oldukça yüksek bir
seviyededir. Bununla birlikte Jet A1’in buharı ise 38°C’de parlar ve bu açıdan
bakıldığında tehlikelidir.
7- Yıldırım Bir Uçağı Paramparça Eder

Dünya genelinde her gün 50 civarında
uçağa yıldırım düşmekte. Uçaklar birer metalik Faraday Kafesi şeklinde
tasarlandığından, yıldırımların uçağın yakıt deposunda veya elektrik sistemleri
üzerinde menfi bir etki yapması mümkün değildir. Yıldırım uçağa çarptığında,
elektrik yükünün çok büyük bir bölümü uçağın yüzeyinden akar gider.
8- Otomatik Pilotun Devre Dışı Kalması, Uçağın Düşmesine Yol Açar

Öncelikle uçaklardaki tüm sistemler gibi otomatik pilot sisteminin de iki ve bazı uçaklarda üç ayrı yedeğinin olduğunu belirtelim. Bu sistemlerin tamamı arızalansa dahi, pilotlar uçağı manuel olarak yani kendi kendilerine güvenli bir biçimde uçurabilecek donanıma sahiptirler.
Yorum Yazın